İlk olarak rehberimizi bulmak üzere verilen
iletişim bilgilerine göre hareket ediyoruz. Her şeyden önce Tayland’a girer
girmez havaalanında doldurduğumuz ve kalış süremizi, kaldığımız otel
bilgilerini vs paylaştığımız bir formu dolduruyoruz, aksi halde havaalanından
çıkış sağlayamayacağız. Rehberimiz, ellerinde çiçekler ve yanında Thai kızları
ile sıcak bir karşılama ile bizleri karşılıyor. Thai kızları boynumuza rengarenk
canlı çiçeklerden kolyeleri asıp görevlerini tamamlamış olmanın huzuru ile bizi
bırakıyorlar J Uzun bir yolculuk sonrası gerçekten çokta motive edici bir
karşılama oldu, bizler öncelikli olarak bunca yol sonrası otelimize gidip en
azından bir kısa hazırlık yaparız diye düşünüp duralım rehberimiz bavulları
bırakıp hemen tura başlayacağımızın haberini veriyor, hem seviniyorum, hem de
tereddüt ediyorum, acaba dayanabilir miyiz diye J 2 araç halinde Türkiye’den gelen 6
çiftlik bir kafile ile yola koyuluyoruz. Herkes aynı uçakla gelmiş olmasına
rağmen kimse kimse ile tanışmıyor ve açıkçası bunca yoğunlukta tanışma fırsatı
da bulamıyor. Yolculuk başladığı andan itibaren herkes ufak ufak tanışmış olacak.
İlk olarak Budha
heykellerinin olduğu tapınakları ziyaret edeceğimizi öğreniyoruz. Rehberimizin
tavsiyesi üzerine pasaportlarımızın ilgili bölümlerinin resimlerini çekip
telefonumuzda fotoğraf olarak durmasını sağlıyoruz. Özellikle Exchange
sırasında çokça ihtiyacımız olacağını öğreniyoruz. Kapkaç olaylarının sıkça
yaşandığı bir ülkede olduğumuzdan çantamızın çalınması ihtimaline karşın bundan
sonraki zamanlarda pasaportlarımızın otel kasasında kalmasında fayda olduğunu
da öğreniyoruz.
Kısa bir
yolculuk sonrası ilk olarak Oturan Budha heykelini ziyaret ediyoruz. Ziyaret
ettiğimiz alanlar dini alanlar olması sebebiyle kılık kıyafet ve davranış
konusunda saygılı olmamız gereken durumlar var. Bazı tapınaklara giriş
esnasında uzun etekler veya tüm vücudu kapatacak şekilde kimono bağlamalı
elbiseler var ve giyilmesi zorunlu, hatta bu alanlara ayakkabı ile girmek
yasak. Tüm bunlara dikkat edecek şekilde şaşkınlıkla heykelleri ziyaret
ediyoruz.
İçerisi saf
altından yapılma oturan Budha Heykeli haricinde tavanları da oldukça görkemli
bir yapı. Bol bol fotoğraf çekip devam ediyoruz. Aynı alan içinde bulunan diğer
mekanları da gezeceğiz. Zaman zaman kapıda uyuyan Budha adamlar görmek mümkün J
Filmlerdeki gibi göbekli, turuncu din kıyafetleri ile oldukça şekerler ve şekerleme yapıyorlar. Sakin insanlar Thai insanları, ve oldukça yavaşlar, miskinler J Her hallerinden anlaşılıyor. Ziyaret ettiğimiz bir diğer Budha Heykeli’nde ibadet yapıldığını da gözlemliyoruz. Ve ibadete katılıp dua eden ziyaretçiler. Sessiz ve sakince dinleyip ayrılıyoruz. Bir diğer önemli konu ise heykellere karşı asla ayakların uzatılarak oturulmaması gerektiği, bu da saygısızlık olarak değerlendiriliyor, zaten görevlilerin birkaç kişiyi bu konuda uyardığını da bizzat görüyorum.
Filmlerdeki gibi göbekli, turuncu din kıyafetleri ile oldukça şekerler ve şekerleme yapıyorlar. Sakin insanlar Thai insanları, ve oldukça yavaşlar, miskinler J Her hallerinden anlaşılıyor. Ziyaret ettiğimiz bir diğer Budha Heykeli’nde ibadet yapıldığını da gözlemliyoruz. Ve ibadete katılıp dua eden ziyaretçiler. Sessiz ve sakince dinleyip ayrılıyoruz. Bir diğer önemli konu ise heykellere karşı asla ayakların uzatılarak oturulmaması gerektiği, bu da saygısızlık olarak değerlendiriliyor, zaten görevlilerin birkaç kişiyi bu konuda uyardığını da bizzat görüyorum.
Yatan Buddha
(Wat Pho Lying Buddha) heykelini ziyaret etmeden önce bahçe de biraz mola
veriyoruz. Yine kapıda verilen uygun giysiler ile içeri girdiğimizde göz alabildiğine
yatan bir altın heykel karşımızda, nerden fotoğraf çeksek açıyı yakalamakta
zorlanıyoruz. Yatan Budha heykelinin arka ve önünde tur atıp detaylı olarak
gezdikten sonra pek çok fotoğraf çekiyoruz. 46 metre uzunluğunda 15 metre
yüksekliğinde Wat Pho tapınağın en ilgi çeken figürü. Heykelin sadece ayakları
5 metre uzunluğunda ve 3 metre yüksekliğinde, ayaklarda bulunan 108 sembol ise
Thai inancına göre uğurlu sayılıyor. Hemen duvar dibinde bulunan 108 kaseye de
para atarak dilek tutabiliyorsunuz bu inanca göre. Wat Pho, her gün 08.30-17.00
saatleri arasında ziyaret edilebilir. Tapınağın giriş ücreti ise 100 Baht.
Çıktığımız
alan bahçesinde de oldukça güzel heykeller var. Kral mezarlıkları, çardaklar
hepsi birbirinden görkemli. Bu alanlarda kısa bir tura çıktığımızda her alanda
değişik Budha heykelleri dikkatimizi çekiyor. İçerisi genellikle oldukça
kalabalık ve ibadet eden insanlar var. Gördüklerimizden memnun buradaki
turumuzu bitiriyoruz.
Ve nihayet
yorgunluğumuzu bir nebze olsun atabilmek adına otelimize geçiyoruz. Akşam
harika bir yemek için saat anlaşması yaparak dinlenmeye çekiliyoruz.
İkinci gün
Bangkok gezimizde Orkid Garden ve Floating Market olacak. Orkid Garden
alışveriş yapabileceğimiz tezgahların sıralandığı bir alan ile ayrılıyor.
Askıda pek çok çeşit orkide çiçeği sizleri karşılıyor. Fakat Tahi Orkidesi de
bir başka.
Rengarenk bahçe gezisini bırakıp Floating Market yani Yüzen Çarşı’ya gitmek üzere kanolarımıza biniyoruz. Kano yolculuğu boyunca her yer görmeye değer. Film gibi bir yolculuk, adeta bir masal diyarının içindeyiz. Suyun hemen üzerine inşa edilmiş onca ev, hayaller kurup, akıl almaz şeyler düşünerek daracık nehirde sıralı kanolar şeklinde ilerliyoruz. Bu yolculuk boyunca bol fotoğraf ve video çekmenizi öneririm, gerçekten insan bunu hayatında pek az yaşar, harika bir yolculuk.
Ve Floating Market, resimlerdeki kadar şahane ve büyüleyici. Kanoları üzerinde tezgah kuran Thaililer görsel bir şölen içinde çalışıyorlar, özellikle bu görüntünün net bir şekilde görünüp fotoğraf çekilmesini sağlayan bir köprü üzeri var, buraya çıkıp mutlaka bol fotoğraf alın. Ve dikkatlice seyre dalın, hayaller kurun, kendi kanonuzu ve neler satabileceğinizi hayal edin J Daha sonra yüzen çarşıyı gezmek üzere aşağı inecek ve alışverişe doyamayacaksınız. Her şey öyle güzel ki almadan dönmeyin. Bin bir çeşit Thai meyvelerinden bir meyve sepeti yapıp kendinizi şımartmanızı öneririm, böyle meyveleri daha önce tatmamış olabilirsiniz. Ayrıca baharatlardan almayan dönmeyini köri ve Thai safranı oldukça kaliteli.
Rengarenk bahçe gezisini bırakıp Floating Market yani Yüzen Çarşı’ya gitmek üzere kanolarımıza biniyoruz. Kano yolculuğu boyunca her yer görmeye değer. Film gibi bir yolculuk, adeta bir masal diyarının içindeyiz. Suyun hemen üzerine inşa edilmiş onca ev, hayaller kurup, akıl almaz şeyler düşünerek daracık nehirde sıralı kanolar şeklinde ilerliyoruz. Bu yolculuk boyunca bol fotoğraf ve video çekmenizi öneririm, gerçekten insan bunu hayatında pek az yaşar, harika bir yolculuk.
Ve Floating Market, resimlerdeki kadar şahane ve büyüleyici. Kanoları üzerinde tezgah kuran Thaililer görsel bir şölen içinde çalışıyorlar, özellikle bu görüntünün net bir şekilde görünüp fotoğraf çekilmesini sağlayan bir köprü üzeri var, buraya çıkıp mutlaka bol fotoğraf alın. Ve dikkatlice seyre dalın, hayaller kurun, kendi kanonuzu ve neler satabileceğinizi hayal edin J Daha sonra yüzen çarşıyı gezmek üzere aşağı inecek ve alışverişe doyamayacaksınız. Her şey öyle güzel ki almadan dönmeyin. Bin bir çeşit Thai meyvelerinden bir meyve sepeti yapıp kendinizi şımartmanızı öneririm, böyle meyveleri daha önce tatmamış olabilirsiniz. Ayrıca baharatlardan almayan dönmeyini köri ve Thai safranı oldukça kaliteli.
Floating
Market girişinde şirin mi şirin bir alan var ki J görmeye değer, sapsarı bir piton
yılanı ve arkadaşları J Bu yılan ile fotoğraf çektirmek 100 baht J Ayrıca yılan sahibinin esprileri ve
şakaları da oldukça eğlenceli, biz denemeden duramadık J
Thai
kültüründe çok bilinen sokak yemekleri de göze hoş geliyor, fakat biz güvenip
deneyemedik, sadece meyve kokteyllerini denemeye cesaret edebildik.
Bir sonraki
durağımız ise Yılan Çiftliği, adeta bir sürüngenler şovu J kafeslerinde izlediğimiz yılanları
daha sonra muhteşem bir şov ile izliyoruz. Burada şovu yapan küçük çocukların
hepsi bu konuda eğitimli, ayrıca herhangi bir zehirlenme vakası olması
ihtimalleri de düşünülüp gerekli önlemler alınmış. Bu korkunç gösteriden sonra
Tik ağaç atölyesi ziyaret yerimiz oluyor. Sanatın zirveye ulaştığı bu atölyede
aklımız dururcasına çalışmaları izliyoruz. Sanatçılar sabah erken saatlerde
çalışmaya başlayıp öğle saatlerinde işlerini bitiriyorlar, fakat öyle bir aşk
ile çalışıyorlar ki hayranlık içinde kalıyoruz.
Ve şimdi
özellikle de kadınların çok ilgisini çeken mücevher dükkanı, Dünyanın ISO 9002
sertifikasına ilk sahip olan Jewelery Store adeta büyülüyor. Kapıda Thai kızları
karşılıyor. Başlangıçta hiç gezmesek mi diyoruz J Bize buradan iş çıkmaz mantığı ile. Girişte
kısa bir tanıtım videosu izleyerek değerli taşların hikayesini dinliyoruz. Emek
emek çalışılarak çıkarılan bu güzel taşlar, sonra bizlerin hayali olarak çıkıyor
karşımıza.
Hemen hemen
her müşteriye bir satış temsilcisi düşüyor. Kesenize göre yönlendirme
yapıyorlar. Eğer yanınızda nakit yoksa otelde ödeme almak üzere randevu
veriyorlar. Taşların hepsi için bir sertifika düzenleyip satışı bu şekilde
gerçekleştiriyorlar, her şey resmi.
Altın ile
tasarlanan değerli taşlar oldukça pahalı, fakat gümüş ile tasarlanan oldukça
şık taşlar da fark edip, her birimiz bir şeyler alıp buradan ayrılıyoruz.
Çok gezdik
çok yorulduk, sanki geleneksel bir Thai masajını hakettik gibi. Her şey
ayarlanmış, herkes kendisi için hazırlanan masaj odalarına geçmek üzere
hazırlanıyor,Thai kızları ayaklarımızı yıkamakla işe başlayıp masaj
kıyafetlerimizi teslim ediyorlar. Açıkçası sonrasını çok hatırlamıyorum
diyebilirim JMasaja dalmışım, öyle rahatlamışım ki yan odalardan gelen
kıkırtılarla kendime geldim JHerkes halinden memnun bir şekilde masajını
tamamladıktan sonra çıkışta yine özel masaj sonrası içeçeği de bizleri bekliyor.
Hizmette sınır yok J
Akşam yemeği
için otelimizden tuktuk kiralayarak Kimdu geleneksel Thai yemekleri restonanına gidiyoruz. Burası
Türk Ocakbaşı hizmetinin Thai hali diyebiliriz J Ortada mangallar, isterseniz
malzemelerinizi alıp kendin pişir kendin ye de yapabilirsiniz. Fakat bizim
tercihimiz hazır yemekler oluyor. Çeşitli noodlelar ve ortaya özel soslu çıtır
tavuklar tercihimiz oluyor.
Karnımız doyup enerjimiz yerine geldikten sonra da Patpong Gece Pazarı’nda alışveriş yapıyoruz. Bangkok gece pazarları ile ünlü, alışverişin tadına varın.
Karnımız doyup enerjimiz yerine geldikten sonra da Patpong Gece Pazarı’nda alışveriş yapıyoruz. Bangkok gece pazarları ile ünlü, alışverişin tadına varın.
Benden size tavsiye bulduğunuz ürünleri daha
sonra daha ucuza bulurum diyerek sakın bırakmayın, Thai kültüründe çokça
yapılan sıkı pazarlılıkları sonuna kadar değerlendirp son noktada beğendiğiniz
ne varsa alın derim. Bu konuda pişman olduğum bazı parçalar oldu L
Alışveriş
sonrası yine tuktuk kiralayarak Baiyoke Sky Tower ziyaret edeceğiz. Burası Bangkok’un
en yüksek binası ve oldukça sükseli bir restaurant. Gün batımını izleyip şehrin
ışıltılı halini izleyebilirsiniz. Burada rezervasyon yapmanız şart, bunu atlamayın.
Melekler
şehrinde hızlı bir gezi planı ile yapacaklarınız böyle. Tayland halkı eğlenmeyi
seviyor. Siz de bırakın kendinizi Melekler Şehri’ne.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder