4 Kasım 2016 Cuma

Abant,Yedigöller










Blogda uzun aradan sonra herkese  Bolu'dan merhaba :)
Gezimiz için  erken  saatlerde yola koyuluyoruz.Öncelikle  İstanbul 'dan bize eşlik  eden dostlarımızı karşılıyoruz. Kısa  bir yolculuktan sonra  konaklayacagimiz Dört Mevsim Konağı 'na ulaşıyoruz. Daha önceki gazilerimizde tanıştığımız Şerafettin amca yine sıcacık bir gülümseme  ile koşarak  karşılıyor  bizleri. Her ne kadar hatırlamasa da :) Güleryüzü ve samimiyeti hiç  değişmemiş.  Dört Mevsim Konağı  Abant yolu  üzerinde  ve Abant Gölü 'ne yaklaşık  olarak 8 km bir mesafede yer alıyor.  Aile işletmesi  olması  sebebiyle  benim ilgimi çeken  konak guzel bir bahçe  içinde  yer alıyor.  Küçük  bir ev ile işletmeye  başlayan bu güzel mekan zamanla büyüyüp  konak halini alıyor.  Bahçesinde bulunan ağaç  evler ve olabildiğince yeşil ve sarı renklerin tonları insana huzur veriyor. Şehir  hayatından yorulup kafanızı dinlemek istiyorsanız bence çok  doğru bir yerdesiniz .
Erken saatlerde ulaştığımız  Dört  Mevsim Konağı harika bir köy kahvaltısı ile karşılıyor bizleri.  Özellikle yemek salonunda bulunan şömine keyfi ile birleşince tüm yorgunluğunuzu unutuyorsunuz. Kahvaltıda  gerçekten kuş sütü eksik.. Kaymak ve reçel  çeşitleri  enfes. Sucuklu yumurta ve elma dilim patatesleri eser bırakmıyoruz.  Keyifli bir sohbet eşliğinde kahvaltımızı sürdürürken vakit kaybetmemiz gerektiğinin de farkındayız.
Bugün için hedefimiz Yedigöller. Özellikle  sonbahar mevsiminde harika bir doğa var burada.  Yeşil  ve sarının her tonu adeta kucaklıyor.  Yedigoller'e gelmeden önce Seyirtepesinde bir mola veriyoruz. Ayrıca yolların  çok  virajı olması nedeniyle mide bulantısı sorunu olabiliyor.  Bu konuda hassas olanlar için mutlaka ilaç almasını tavsiye ederim. Seyirtepesinde verilen mola da bu konuda rahatsızlanarak için oldukça iyi bir dinlenme oluyor.. Sisli puslu dar yollardan tepeye ulaşıyoruz.  Muhteşem bir manzara bizleri karşılıyor. Aşağıda  iki göl de bu manzaraya eşlik ediyor. İlgili fotoğraflar çekip ciğerlerimizi bol oksijenle doldurup yola devam ediyoruz. Kısa bir süre sonra Yedigöller Milli Parkındayız.  Fakat burada bir trafik sıkıntısı var. Eğer şahsi araç  ile gidiyorsanız aracınızı girişte uygun bir yere park etmenizi tavsiye ederim.. Aksi halde araçta beklemek zorunda kalınıyor.  Biz bu şekilde yaptık ve trekking suretimize başlattık.  Sarı yeşil ormanlarda toprağın kokusunu içimize çeke  çeke,  sindire  sindire yürüdük.  Girişte  İncegol ve Nazligol bizleri karşıladı.  Özellikle göllerin  üzerine  düşmüş yapraklar ile oluşan manzara harikaydı. Yürüyüş boyunca Gülen  Kayalar ve Dilek Çeşmesi vardı.  Dilek çeşmesi yedi çekmeli ahşap bir şu çeşmesi.  Rivayete göre birinci çeşmeden  bir, ikincide iki, üçüncüde üç diye sıralı şekilde şu içilirse tutulan dilekler kabul oluyor :) tabi ki içtik ve dilekler tuttuk , keyifliydi.. Gülen  Kayalar ise sarp kayalıklara  çıkılan  bir yolda bulunan kayalar, fakat biz kayaların güldüğünü  göremedik  ve buna çok güldük 😁acaba durum bu muydu? Onu da bilemiyoruz 😊 Devam eden yürüyüş parkurda değişik manzaralar ve kalan göller bizleri karşıladı.  Ayrıca yürüyüş boyunca size eşlik edecek erzak bulundurmaları da öneririm, oldukça uzun mesafeler olması nedeniyle içimizde bir kıyılma olmadı diyemem .. Tüm göller bittiğinde yürüme ana yoldan devam edince geri dönüş daha kısa oluyor. Hafif bir yağmur ve toprak kokusu eşliğinde en sevdiğim  sarıyı ve yeşili  ardımızda bırakıp Abant'tan dönmek üzere yola koyuluyoruz.
Dönüş  yolunda Gurbet Taşı  Yaylası  kenarına  kurulmuş tezgahlar dikkatimizi çekiyor. Biraz soluklanmak için duruyoruz. Bu soğukta sıcacık bir çay içmek  niyetindeyiz. Bir çok tezgah var. Biz eşiyle birlikte sessizce duran Mehmet Amcanın tezgahı oluyor.. Közde patates, haşlanmış mısır ve harika bir çay ile burada epey vakit geçiriyoruz.  Mehmet amcanın sohbetine doyum olmuyor.. Biz tezgahı  devralıp gelenlerle ilgilenmeye de başlıyoruz 😊 Baharda köyünü  de ziyaret etmek sözüyle sevgiyle yanlarından  ayrılıp yola devam ediyoruz.
Maceramızın devamı  diğer  postalardan devam ediyor olacak.
Sevgiler.